İsveçli direktör Ruben Östlund’un TRT ortak imali sineması “Hüzün Üçgeni”, 75. Cannes Sinema Festivali’nde en büyük ödül olan “Altın Palmiye”nin sahibi oldu. Sinema sanayisinin en itibarlı etkinliklerinden biri olan şenlikte dünya prömiyerini gerçekleştiren sinema, gösterim sonrasında izleyiciler tarafından dakikalarca ayakta alkışlanmıştı.
ROLLERİN VE SINIFLARIN AKSİNE DÖNDÜĞÜ BİR HİCİV SİNEMASI
Günümüzün en değerli direktörlerinden Ruben Östlund, milletlerarası muvaffakiyetler kazandığı “Turist” ve “Kare” sinemalarındaki perspektifini “Hüzün Üçgeni” sinemasında de sürdürüyor. Evvelki sinemalarında olduğu üzere bu sinemasında de insan tabiatını hicveden Östlund, sinemadaki kara güldürü dünyasını üst orta sınıf ve üst sınıfların yaşadığı absürt durumlar üzerine kuruyor.
Türkiye, İsveç, Fransa, ABD, İngiltere, İsviçre, Yunanistan ortak üretimi “Hüzün Üçgeni”, modellik yapan genç çift Carl ve Yaya’nın milyarder yolcuların bulunduğu muhteşem lüks bir gemiyle çıktığı seyahatte başından geçenleri anlatıyor. Bir fırtına sonrasında Carl ve Yaya, bir küme milyarder ve geminin temizlikçilerinden biriyle birlikte ıssız bir adada mahsur kalır. “Hüzün Üçgeni”, hiyerarşinin birdenbire alt üst olduğu, rollerin ve sınıfların bilakis döndüğü bir hiciv sineması.