Katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlayan Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş, İslamofobi’den irşat hizmetlerine, Peygamber Efendimize (ﷺ) yapılan hakaretten Kudüs’e ve din hizmetlerine kadar birçok bahiste değerlendirmelerde bulundu.
Hindistan’da bir parti mensubunun Peygamber Efendimize (ﷺ) hakareti ile ilgili konuşan Lider Erbaş, şöyle konuştu:
“Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (ﷺ) bütün Müslümanlar için çok değerlidir. Dünyanın neresinde olursa olsun Peygamber Efendimize (ﷺ) yapılan hakaret bizi çok üzmektedir. Bilhassa Avrupa ülkelerinde İslamofobi kavramını da mazeret ederek vakit zaman Peygamber Efendimize (ﷺ) yapılan hakaretler, onu rencide edici birtakım faaliyetler, olaylar oluyor. Türkiye olarak çabucak reaksiyonumuzu gösteriyoruz. Bizler Peygamber Efendimizin (ﷺ) ismini askerimize vermiş bir milletiz ve Mehmetçik demek bizde küçük Muhammed demektir. Hasebiyle dünyanın neresinde olursa olsun Peygamber Efendimize (ﷺ) yapılan hakarete karşı yansısını birinci gösteren milletiz. Artık son vakitlerde bilhassa Hindistan da bir parti mensubunun yapmış olduğu bu hakaret asla kabul edilemez ve kendisini şiddetle kınıyoruz. Hindistan devlet yetkililerinin bu hususta kesinlikle Peygamber Efendimizi (ﷺ) ve Müslümanları rencide edecek hal ve hareketlerden, hallerden uzak durmaları, fitne çıkarmamaları gerekiyor. Bir ülkede yaşayan farklı inançlarda ki insanların kesinlikle inanç özgürlüklerinin korunması lazım”.
“İSLAM’DA CAN, DİN, AKIL, MAL VE JENERASYON DOKUNULMAZLIĞI VARDIR”
Başkan Erbaş, İslam’da insanların can, din, akıl, mal ve kuşak dokunulmazlığı olduğunu hatırlatarak, “Bizim medeniyetimiz farklı inançların, farklı kültürlerin bir ortada yaşama örnekliğini gösterdiği en kıymetli medeniyettir. Yani bütün İslam ülkelerinde farklı inançlardan beşerler var. Biz o insanların inançlarına hürmet gösteriyoruz. İnançlarını rahat bir biçimde yaşayabilmeleri için o imkanları biz hazırlıyoruz” dedi.
Myanmar’da budistlerin Müslümanlara çok büyük eziyet ve zulümler yaptığına dikkat çeken Lider Erbaş, “İnancı, ırkı, rengi ne olursa olsun beşerler bizatihi insan olmaları münasebetiyle onlara karşı kesinlikle hürmet göstermemiz gerekiyor. Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de; ‘Ey beşerler biz sizi bir erkekle bir bayandan yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstün olanınız takva itibariyledir’ buyurmaktadır” dedi.
“MARJİNAL KÜMELERİN YAPMIŞ OLDUĞU ŞİDDETİ 2 MİLYAR MÜSLÜMANA YÜKLÜYORLAR”
Başkan Erbaş, İslamofobi konusuna da değinerek, “İslamofobi kavramsallaştırmasına baştan karşıyım. Zira İslam korkulacak bir din değildir. İslam, temelinde merhamet, şefkat ve barış dinidir. Müslüman korkulacak insan değil, Müslüman elinden ve lisanından insanların emin olduğu kimsedir. Müslümanları biz bu türlü tanımlıyoruz. Münasebetiyle İslamofobi sözünü oluşturmak, kavramsallaştırmak bir sefer yanlış. Yani birtakım marjinal kümelerin yapmış olduğu şiddet olaylarını koskoca bir dine ve 2 milyar Müslümana yüklemek yanlışsız değildir” diye konuştu.
Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin tekrar cami olarak açılmasıyla birlikte bütün dünya Müslümanlarında büyük bir ferahlığa, mutluluğa, huzura sebep olduğunu belirten Lider Erbaş, “Ben bu vesile ile kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum” tabirlerini kullandı.
“ÇOCUK EĞİTİMİNDE PEYGAMBER EFENDİMİZİN (ﷺ) TAVSİYESİNE UYUYORUZ”
Başkan Erbaş, çocuklara temel dini bilgilerin öğretilmesi konusunda da değerlendirmede bulunarak, kelamlarına şöyle devam etti:
“Çocuklar mescitlerin süsüdür. Çocuk sesleri yankılanan mescitlerde namaz kılmanın daha makbul olduğunu düşünüyorum. Zira çocuklarımızın küçük yaşlarda mescitlerimize alıştırmaya uğraş ediyoruz. Onun için ülkemizde 4-6 yaş çocuklarımız için açmış olduğumuz kurslarımız var. Peygamber Efendimiz (ﷺ) çocuklarınız yedi yaşına gelinceye kadar onlara nasıl abdest alınır, namaz nasıl kılınır, Allah, peygamberler, Kur’an-ı Kerim üzere bu türlü temel dini bilgileri öğretmemizi tavsiye ediyor. Biz de peygamberimizin tavsiyesini yerine getiriyoruz. İnsanoğlunun karakter yapısının yüzde yetmişi 7 yaşından evvel oluşuyor. 7 yaşından evvel bakınız Peygamber Efendimizin 7 yaşa dikkat çekmesinin art planındaki hikmeti de anlamış oluyoruz”
“KUDÜS BIR İSLAM ŞEHRİDİR”
Mescid-i Aksa konusuna da değinen Lider Erbaş, “Mescid-i Aksa, Kudüs deyince bizim kalbimiz farklı atıyor. Zira Mescid-i Aksa Peygamber Efendimizin (ﷺ) ziyaret edilmeye kıymet 3 mescit vardır; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa buyurmaktadır. Buradan hareketle biz Türkiye olarak Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya öteden beri çok farklı bakıyoruz. Kudüs bir İslam şehridir” değerlendirmesinde bulundu.
“MABETLERİN VE DİN ADAMLARININ DOKUNULMAZLIĞI VARDIR”
Başkan Erbaş, mabetlerin ve din adamlarının dokunulmazlığı olduğunu lisana getirerek, “Müslümanların bütün mescitleri, mabetleri dokunulmazdır. Bu ilkeyi bizim dünya insanları olarak koruma etmemiz lazım. İslam’ın prensipleri yalnızca Müslümanların huzuru için değil bütün inançlardan insanların huzur içerisinde yaşaması için ortaya koymuştur. Zira İslam kozmik bir dindir. İslam insanların huzurunu, refahını, barışını dikkate alarak unsurlarını vaaz etmiştir” dedi.
“TÜRKİYE OLARAK BARIŞ ORTAMININ HAZIRLANMASI İÇİN ÇABA EDİYORUZ”
Mülteciler konusundan da bahseden Lider Erbaş, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Hiçbir insan durup dururken meskenini, yurdunu terk etmez. Suriye’de İdlib’e gittim ve oradaki hallerini gördüm. Bizim Türkiye Diyanet Vakfımız mültecilerin geldiği yerlere gidiyor. Irak mültecileri var, Afganistan mültecileri var. Yani bunlar gezmek için mi Türkiye’ye geldiler. Hayır mecbur kaldılar. Konutlarını başlarına yıktılar. Yani büyük bir savaş ortamında İdlip’te çadırlarda soğukta, sıcakta, selde felakette 3 buçuk milyon insanın nasıl yaşadığını ben gittim gördüm. Biz orada onların insanca yaşayabilmeleri için gayret ediyoruz. Sahip çıkmak zorundayız. Zira bizim medeniyetimiz bunu gerektiriyor. Gönül ister ki onlar da en kısa vakitte kendi ülkelerine, konutlarına dönsünler. Kâfi ki o barış ortamı hazırlansın. Türkiye olarak barış ortamının hazırlanması için çaba ediyoruz”