Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;
Sevgili gençler, kıymetli öğretmenlerimiz, değerli konuklar, sizleri en kalbi hislerimle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin meskenine hoşgeldiniz. Biz külliye dediğimizde birileri rahatsız oluyor. Külliyeler asırlardır bu ülkenin bilim, müzakere, merasim, toplumsal hizmet merkezi olarak faaliyet göstermişlerdir.
Dün Pakistan Başbakanı buradaydı ve kendisine bulunduğumuz yerden gösterdim, dedim gezmende yarar var ve bugün oraya gidip gezdiler. Gezdikleri vakit da buraya hayran kalıyorlar. Dünyada Millet Kütüphanesi’nin eşi gibisi neredeyse yok. Müslüman Türk’e bu yakışır, biz de bunu yapıyoruz. Örneğin ben bu proje için birçok mimar arkadaşımı “Dünyayı dolaşacaksınız, beğendiklerini alacaksınız ve sonra projelendirip milletin meskenini yapacağız” Sağolsun dünyayı dolaştılar. Sorun işte bu, bütün batının ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil ha, alacaksın ve ona da kendi mührünü vuracaksın. Buradaki kütüphanenin gibisi dünyada yok. Birçok mimar arkadaşımızın katkısıyla yapıldı. İstanbul’daki Rami Kışlası’nı bir kongre merkezi ve kütüphaneye dönüştürüyoruz. Biz ne yapıyorsak çocuklarımız ve gençlerimiz için yapıyoruz. Sizler bu ülkenin geleceğisiniz.
Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz diye soruyorlar? Ben de diyorum ki gençlerle yol yürüyor, gençlerle yorulan insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum. Enerjiyi bir yerlere vermem lazım. Nereye veriyoruz? Yapıtlara tabi ki…
Bu ülkede darbe yalnızca siyaset kurumuna yapılmadı. Darbelerin akıl yıkıcı tesiri gençlerimiz geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü. Genç kızlarımızın eğitim hakları baş örtüsü mazeretiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Bakmayın siz gençlerimizin hayallerini ve umutlarını istismar edenlere… Bunlar görünüşte ‘mış’ üzere yaparlar. Bizim jenerasyonumuz bunların hepsini şahsen yaşadı. Artık hukuk nutku atanlar geçmişte uygulanan baskılara ses çıkarmamış, hatta şahsen taraf tutmuştur. Gençler, Adnan Menderes’ten bahsediyorum. Gençler, Hasan Polatkan’dan bahsediyorum. Bu beşerler devleti yöneten büyüklerimizdi lakin onlar malum zihniyet tarafından idam edildiler.