Uluslararası danışmanlık, kontrol ve vergi şirketi EY, pandemi tesirlerinin geride kaldığı ve hayat maliyetlerinin yükseldiği bir periyotta, hanelerin mesken içi temas ve içerik tüketimine ait tercihlerine odaklanan Dijital Konutu Çözümlemek (Decoding Digital Home) araştırmasının sonuçlarını yayınladı.
Uluslararası danışmanlık, kontrol ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), Dijital Konutu Çözümlemek (Decoding Digital Home) başlıklı araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya nazaran günümüzde hanelerin yaklaşık üçte ikisi, geniş bant (broadband) internet servis sağlayıcılarının abonelik fiyatlarını yükselteceği konusunda tasa yaşıyor. Araştırma, birçok tüketicinin hâlihazırda abone oldukları streaming (akış) platformlarının sayısını azaltmayı düşündüklerini de gösteriyor.
Pandemi tesirindeki son iki yılda hane halkının konut içi teknoloji tüketimi önemli oranda artarken, son devirde ortaya çıkan yeni şartlar hizmet sağlayıcılar için yeni baskılar getiriyor. EY araştırması, tüketicilerin yarıdan fazlasının geniş bant ve abonelik temelli TV yayın servislerinin potansiyel fiyat artışlarından tasa duyduklarını ortaya koyuyor. Fiyat artışlarıyla ilgili korkular, çevrimiçi güvenlik ve bilgi saklılığı konusundaki artan telaşlarla birlikte pandeminin ortaya çıkmasından bu yana irtibat ve içerik taleplerindeki artışa yönelik bir tehdit olarak beliriyor.
Dijital konutlar artık daha talepkâr ve bilinçli
Araştırmaya katılanların %37’si pandemi krizinin onları yeni dijital tecrübeler keşfetmeye daha fazla yönelttiğini söylerken, %26’sı da metaverse üzere yeni ve kuşatıcı internet tecrübelerine açık olduklarını belirtiyor.
Hane harcamaları üzerinde artmakta olan baskı temel etkenlerden biri olsa da birçok tüketici, sokağa çıkma yasağı ve hareket kısıtlamalarından sonra gereksinimlerini tekrar kıymetlendirme eğiliminde. İştirakçilerin yüzde 34’ü, pandemi sonrasındaki süreçte internette geçirdikleri süreyi azaltmayı planladıklarını söylüyor. Yüzde 33’ü, harcamalarını ilişki ve içerikten kısıp başka kategorilere aktarmayı planlıyor. Yüzde 20’den fazlası da yalnızca kullandıkları müzik ve görüntü akış platformlarını değil, konutlarında sahip oldukları internete bağlı aygıt sayısını da azaltmayı düşünüyor.
Özellikle genç kullanıcılar, çevrimiçi riskler konusunda endişeli
Pandemi krizi, şahsî bilgilerin korunması ile ilgili daha evvel de var olan tasaları daha da artırdı. EY araştırmasına nazaran tüketicilerin yüzde 40’ı ferdî bilgilerinin mahremiyeti konusunda artık daha telaşlı. 25 yaşın altındaki iştirakçilerin %47’si ağır internet kullanımının sıhhat üzerindeki olumsuz tesirlerinin kendilerini düşündürdüğünü belirtiyor. Spesifik olarak, ziyanlı içerikler konusundaki kaygılar çok net ve bu bahiste en fazla dertli olanlar ise genç haneler. 25 ila 44 yaş ortasındaki tüketicilerin yüzde 47’si hane halkının çevrimiçi ortamda karşılaşabileceği ziyanlı içerikler konusunda kaygılı olduklarını belirtiyor.
Hizmet sağlayıcıların çevrimiçi güvenlik konusunda harekete geçmesinin değerini ortaya koyan rapora nazaran, iştirakçilerin %59’u düzenleyicilerin riskli içerikle gayrette daha fazla gayret harcaması gerektiğini düşünüyor.
Hanelerin beklentileri, klasik servis paketlerinin ötesine geçiyor
Bağlantı ve içeriğin birlikte sunulduğu paketler, günümüzde hanelerde dijital tecrübelerin nasıl satın alındığının da göstergesi. EY araştırması, tüketicilerin buradaki gereksinimlerinin da değiştiğini ortaya koyuyor. Hanelerin yarısı, geniş bant paketlerinin bir modülü olarak ek kapalılık yahut güvenlik imkanları sunulmasının tercihlerini olumlu etkileyebileceğini belirtiyor.
EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji (TMT) Dal Lideri Emre Beşli hususla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“EY tarafından gerçekleştirilen Dijital Meskeni Çözümlemek (Decoding Digital Home) araştırması, dijital içerik servislerini azaltma eğiliminde olan tüketicilerin değişen tercihleri konusunda çok pahalı data ve içgörüler ortaya koyuyor. Servis sağlayıcılar pandemi tesirlerinin geride kaldığı bu devirde yeni müşterileri çekmek, mevcut müşterileri elde tutmak ve onların beklentilerini karşılamak için daha fazla efor göstermeli. Servis sağlayıcıların paha önermelerinin gereğince ikna edici olması ve müşterilerle etkileşimlerinin meselesiz, sezgisel ve akıcı olması büyük kıymet taşıyor. Benzeri biçimde data saklılığı ve bilgi güvenliği konusunda tüketici inancını kazanmak ve tüketicileri yanlışsız yönlendirmek de bir o kadar değerli. Bunlara gereken itinası gösteren şirketler, bu kritik periyotta kıymetli avantajlar elde edebilir.”
Raporun Ayrıntılarına Buradan Ulaşabilirsiniz