BloombergNEF (BNEF) tarafından hazırlanan rapora nazaran 2021 yılında üretilen toplam elektriğin yüzde 10’undan daha fazlası birinci sefer rüzgar ve güneş enerjisi tarafından karşılandı. Açık bir biçimde gezegenimiz için umut verici bir haber olsa da kimi aksilikler da mevcut.
Her ne kadar yenilenebilir güç tarafındaki yükseliş çok değerli olsa da 2022 Güç Dönüşümü Eğilimleri raporuna nazaran pandemi sonrasında devletlerin ekonomiyi canlandırma hareketleriyle birlikte genel elektrik talebinin yanı sıra kömür yakıtlı ve yüksek karbon emisyonu üreten santrallerin de arttığı gözlemlendi.
NASA yıllar sonra Jüpiter’in uydusu Europa’yı görüntüledi
Yenilenebilir güç için dev adım
2021 yılında üretilen toplam 3000 terawatt saat elektriğin yüzde 10,5’i rüzgar ve güneş kombinasyonu tarafından oluşturulmuş durumda. Güneş temelli gücün toplam güç talebine katkısı yüzde 3,7’ye yükselirken rüzgar gücü de çıtayı yüzde 6,8’e yükseltti. On yıl öncesine kıyasla güneş ve rüzgar gücü birlikte yüzde 1’den daha az talebi karşılıyordu.
Genel olarak bakıldığında ise 2021 yılında dünya çapında üretilen elektriğin yüzde 39’u karbon emisyonsuz gerçekleştirildi. Hidro ve nükleer güç ise dünyanın elektrik talebinin dörtte birinden fazlasını karşıladı.
Kurulan yeni güç tesislerinin birçok yenilenebilir
2017 yılından bu yana global güç şebekelerine katılan yeni tesislerin birden fazla rüzgar ve güneş kaynaklı. Bu her iki güç kaynağından elde edilen elektrik, yeni oluşturulan 364 gigawatt’lık kapasitesin dörtte üçünü oluşturuyor. Yenilenebilir güce geçişin artmasının temel nedeni ise artık maliyet avantajının bu tarafa geçmesi.