Tüketici Hakları Derneği Genel Lideri Turhan Çakar, TÜİK ve Türk- İş’in datalarından yola çıkarak yaptığı çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Çakar, “Tüketicilerin yüzde 95 dolayındaki kesitinin aç ve fakir olduğu anlaşılmıştır. Türkiye’nin nüfusunu yaklaşık 85 milyon olarak aldığımızda, 80 milyondan fazla tüketicinin aç ve fakir olduğu görülmektedir” dedi.
Çakar, Türk-İş’in Mayıs 2022 ayına ait açlık hududunu 6 bin 17 lira 85 kuruş, yoksulluk hududunu ise 19 bin 602 lira 14 kuruş olarak açıkladığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Açlık hududu, 4 kişilik bir hanenin mayıs ayı için sadece kâfi ve istikrarlı beslenebilmesi için gerekli olan bir bedeldir. Yoksulluk sonu ise 4 kişilik hanenin mayıs ayı için gerekli olan masraflarının aylık karşılığıdır.”
Çakar, TÜİK’in datalarına de atıf yaptığı yazılı açıklamasında, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Tüketicilerin yüzde 95 dolayındaki kısmının aç ve fakir olduğu anlaşılmıştır. Türkiye’nin nüfusunu yaklaşık 85 milyon olarak aldığımızda, 80 milyondan fazla tüketicinin aç ve fakir olduğu görülmektedir.
Bu sorunu ayrıntılandırdığımızda, tüketicilerin yüzde 50’ye yakınının (yüzde 49,6’sı) açlık hududunun altında yaşadığı belirlenmiştir. Yani, 42 milyondan fazla tüketici (42,16 milyon) açlık sonunun altında yaşamaktadır. Tüketicilerin yüzde 45’ten fazlasının ise (yüzde 45,2) yoksulluk sonunun altında yaşadığı belirlenmiştir. Yani, 38,42 milyon tüketici yoksulluk sonunun altında yaşamaktadır.
Açlık ve yoksulluk sonunun altında yaşayan tüketicilerin oranını topladığımızda, nüfusun yüzde 95’ine (yüzde 49,6 + yüzde 45,2 = yüzde 94,8) yaklaştığı görülmektedir. Açlık ve yoksulluk sonunun altında yaşayan tüketicileri sayısal olarak topladığımızda ise, 80 milyondan fazla tüketicinin (42,16 + 38,42 = 80,58 milyon) aç ve fakir olduğu görülmektedir.
“YETERLİ VE İSTİKRARLI BESLENEMİYOR”
Türkiye’de uygulanan ekonomik siyasetler tüketicileri açlığa ve yoksulluğa sürüklemiştir. Ailelerin çoğunluğu besini için gerekli olan harcamalardan kısarak öbür mecburî ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle, tüketicilerin yarıdan birçok kâfi ve istikrarlı beslenememektedir. Yetersiz ve istikrarsız beslenmeden ötürü çocuklarda gelişim bozukluğu artmaktadır. Bununla birlikte, yetersiz ve istikrarsız beslenen her yaştan tüketicilerde çeşitli hastalıkların, ruhsal bozuklukların ve obezitenin artmakta olduğu belirtilmektedir. Çaresizlik ve çözümsüzlük yaşayan tüketiciler buhrana sürüklenmektedir.”
Birgün